Haberler

News from us
19 October 2015

Maceranın diğer adı: Kongolu Enzo İkah [Akşam]

||
0 Comment
|

Eyüp Tatlıpınar

etatlipinar@gmail.com

Enzo İkah (30) yolu Beyoğlu’na düşenlerin tanıyabileceği bir müzisyen. Elinde gitarıyla sokaklarında gezindiği Beyoğlu’nu, buradaki pek çok başka müzisyen gibi hayatının merkezine almış. Onu çoğu kişiden ayıransa gayet maceralı, renkli hayat hikayesi. Önce haberi verelim; müziğini ‘dub – reggae – African’ biçiminde tanımlayan İkah, Türkiye’nin ilk ‘yasal’ reggae albümünü bugün çıkarıyor. ‘Rainbow’ adını taşıyan albümün tanıtım konseri yine bu akşam saat 22:00’de Beyoğlu Clinic Live Music Club’da… İkah’ın İstanbul’a geldikten sonra katıldığı müzik grubu Tayfa Bandista da sahnede kendisine eşlik edecek.

BU HİKAYE ANCAK FİLMLERDE OLUR
İkah’ın ‘Ancak filmlerde olur’ dedirten hikayesine gelince… Kendisi Kongolu. Babası vaktiyle Kongo başbakanının pilotudur. İkah henüz dört aylıkken, kullandığı uçağın politik nedenlerden dolayı düşürülmesiyle babasını kaybeder. Sabotajda kaybettiği diğer kişi, aynı uçağın hostesi annesidir. Babaannesi İkah’ı kendi yaşadığı köye götürür. Müzikle ilişkisi de böylece başlar. Bir söyleşisinde şöyle anlatıyor; ‘Babaannem tarlada çalıştığı zaman hep şarkı söylerdi. Ona yardıma giderdim ve ondan öğrendiğim şarkıları söylerdim. İlkokula giderken kilise korosuna girdim, 11 yaşında akordeona başladım. Sonra da piyano çalmaya ve beste yapmaya…’ Kendisi hep annesi zannettiği kişinin aslında babaannesi olduğunu  17 yaşındayken, babaanne hayatını kaybettiğinde yakınlarından öğrenir.
Liseyi okumak için yatılı okula yazılmıştır. Okul bitince Afrika’nın tanınmış orkestralarından birine girip, dünyanın çeşitli ülkelerindeki konserlerde sahneye çıkar. Kendisine para yerine ‘Ülke ülke geziyorsun, karnın doyuyor, daha ne istiyorsun’ cevabı verilince boğaz tokluğuna çalıştığı orkestrayı bırakır. Aldığı bir bursla önce İtalya’ya ardından Fransa’ya gider. Fransız dili ve edebiyatı okurken kendi grubunu kurar. Bir müzik yarışmasında birinciliği kazanması onu Kongo’da epey ünlü birine dönüştürür. Ülkesine döndüğünde televizyon kanalları, gazeteler röportaj için peşinde koşmaktadır. Fakat şöhretli ve mutlu geçirdiği günlerin ucunda sıkıntılı zamanlar onu bekliyordur.
İç savaşın sürdüğü ülkesinde muhalif bir müzisyendir İkah. Sözleri, ‘Askerler ülkelerinin topraklarını korumak içindir/ askerlerinin düşmanı kendi ülkelerinin sivilleri değildir/ askerler sivilleri öldürmeyin/ bazen suçlu olmamak için bir askerin emirlere uymaması iyidir’ biçiminde ilerleyen ‘Vahşi Asker’ şarkısını bir televizyon kanalının canlı yayınında seslendirmesi ülkede bomba etkisi yaratır. Stüdyo çıkışında gözaltına alınır, altın dişleri işkencede sökülüp çok konuşmaması tembihlenir.  10 gün kaldığı karakol hücresinden mahkemeye çıkarılmadan doğruca hapishaneye götürülürken, yolda askerlere   6 bin dolar rüşvet teklif eder. Yakın bir arkadaşı parayı getirmiş, böylece hapishane yerine havaalanına gidilmiştir. İkah’ın niyeti oturma izninin bulunduğu Fransa’ya gitmektir ama Kenya aktarmalı Fransa uçağının kalkışına daha iki gün vardır. Bir an önce İkah’tan kurtulmak isteyen askerler tahmin edersiniz ki fikre hiç sıcak bakmaz ve ilk uçakla orayı terk etmesini isterler. Baktıklarında ilk uçağın İstanbul’a kalkacağını görürler…

HAMALLIKLA BAŞLAYAN İSTANBUL GÜNLERİ
Afrika’dan kaçak gelmiş biri için İstanbul kozmopolitliği nedeniyle bir şans olarak da görülebilir. Daha sonra bu şehirden ayrılmadığını göz önünde bulundurursak, bu durumun İkah için de geçerli olduğunu pekala söyleyebiliriz. Fakat bu elbette her şeyin İkah adına güllük gülistanlık geçtiği anlamına gelmez. Oturma izni bulunmadığı için polisler tarafından doğruca, iki aydan fazla kalacağı yabancılar şubesine gönderilir. Ardından Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından gönderildiği Karaman’daki Birleşmiş Milletler Mülteci Kampı günleri başlar. Bakırköy’deki Kongolu bir arkadaşının yardımıyla üç hafta sonra kamptan ayrılır. Para kazanmak için hamallık yapmaya karar verince yolu Galata’ya düşer. Şans yüzüne daha ilk işinde gülecektir. Müzik aletleri satan bir dükkanı taşımaya gittiğinde, kendisinin de iyi gitar çaldığını gösterip oradakileri şaşırtır. ‘Ee, neden hamallık yapıyorsun ki?’ sorusuna cevaben hikayesini anlattığı koyu muhabbetin ardından, dükkan sahibi ona hala kullanmakta olduğu 600 avroluk gitarı hediye eder. Beyoğlu sokaklarını dolaşmaya da böylece başlar. Kendi tarzına yakın müzisyenlerle tanışması artık zor olmayacaktır. Tayfa Bandista grubuyla karşılaşıp onlarla birlikte sahne almaya başlar. Kendisi Türkiye’nin 30’u aşkın şehrinde sahneye çıktığını, özellikle İstanbul’daki ilk günlerinde dinleyicilerin daha çok Bob Marley şarkıları duymak istediğini söylüyor. İstanbul’da müzik çalışmalarına hiç ara vermeyen İkah, artık burada da tanınmaya başlayacağını düşünüyor. Kendisini bir dünya vatandaşı olarak gördüğünü, Afrika’ya ait kökeninin bir referanstan ibaret olduğunu, ırklarla değil insanlarla ilgilendiğini, şarkılarında barışı ve sevgiyi konu edindiğini özellikle vurguluyor.

|

Leave a Reply

Sınırsız Ulussuz Sürgünsüz // Rainbow
  1. Sınırsız Ulussuz Sürgünsüz // Rainbow